7 Ekim 2013 Pazartesi

Ve Malesef Yine, Yeni Kazalar !..

 

      Sakınılan göze çöp batar derler sanırım benim başıma gelen de bu oluyor.

      Aero ile akşam vakti şehir içinde yavaş yavaş seyrederken yaklaşık olarak 5 metre ön tarafta park halinde olan bir Hyundai panelvan aniden U dönüşü yapma çılgınlığına girişince olanlar oldu. Ben daha frene dahi dokunamadan Hyundai ile Saab kan kardeşi oldular. :) Hyundai sanırım modifiyeliydi. Sürücüsü de bu modifiyeye güvenmiş olmalı ki ışık hızı ile U dönüşü yapabileceğine kanaat getirsin !!! Tabi sürücüye bakarsanız bu şaşkınlığının sebebi oruç tutuyor olması ( evet çok zaman geçti, ancak yazabiliyorum). Her neyse diğer sürücü ile olay yerinde hemen gerekli koordineyi yaptık ve oradan ayrıldık.
      Netice itibariyle bu şaşkınlık Aeroyu yaraladı. Kaput tam amblemin olduğu kısımdan çok hafif şekilde yamuldu. Sağ far yıkama sistemi işlemez hale geldi. Ön tampon biraz derin iki kesik izi aldı ve plaka ile beraber içeri doğru çöktü. Ayrıca çarpmanın şiddeti ile far açma-kapama düğmesi yerinden çıktı.

Genel durum.


Özel durum :)


Yandan hasarlar.

      Doğru Opal'da aldım soluğu. Ekspere göre Aeronun önce 3000 liralık bir masraf ile tamir edilebileceği gibi bir durum ortaya çıktı. Daha sonra bu rakam 750 lira gibi rakamlara indi (ilk raporda tampon değişimi ön görülüyordu). Sadece ön far fıskiyesi değişti. Geri kalanı kaporta işçiliği ile boya oldu.

      2 haftalık ayrılıktan sonra Aeroyu tertemiz teslim aldım. Fakaaat...

Yeniden eskisi gibi.


Kazada kırılan klipsler de yenilendi.

      Bende bu şans, kısmet ve Kayseri'nin meşhur yeteneksiz ve duyarsız sürücüleri varken Aeroya nefes almak haram tabi. Daha aracı aldığımın üçüncü günüydü ki kırmızı ışıkta bir Kara Şahin Aero ile bütünleşmeyi gerçekleştirdi. Acı fren sesi ve dikiz aynası vasıtasıyla Kara Şahini fark ettim, hatta birazcık ön tarafa doğru da kaçtım fakat Kara Şahinden sadece uçan cisimler kurtulabileceğinden bu girişimim faydasız oldu.

      Yine bir nevi katil sürücü ile olay yerinde anlaştık. Fakat gel gelelim iş aracı tamir ettirmeye gelince bu arkadaş yan çizmeye başladı. Yok efendim sigortadan yaptıralım, yok benim (buradaki "ben" bizzat benim) kaskom ödesin, yok ben az tutar sandım ve sair ve sair. Tabi bende de biraz saflık var. Türkiye'de kişiliksiz insanların sayısının hiç de azımsanmayacak derecede fazla olduğunu dikkate almıyorum zaman zaman. Belki de bu kişiliksiz zatın aracı içerisinde ağlamaklı bizi seyreden iki küçük çocuğu beni iyimserliğe itti.  Kıssadan hisse siz siz olun ne olursa olsun kaza yaptığınızda kimseye güvenmeyin, karşı tarafın ruhsat, ehliyet ve araç muayene ve sigorta evraklarını bizzat inceleyin. Eğer anlaşma yapıyorsanız bunlardan birinin eksikliği size ödeme yapılmaması anlamına geliyor. Hele hele benim gibi karşı tarafın "söz"üne falan güvenip iş yapmayın.
Küçük çatlak.


Boya çatlakları ve kavlakları.

      Hasar çok küçük bir tampon çatlağı ve boyada çatlaklar ve yer yer dökülmeler şeklinde oldu. İyi bir tamponcu (Tamponcu Bülent) ve boyacıda işimi hallettim.
Müracaat Tamponcu Bülent'e


Tampon sökülürken.


Tamponsuz Aero.


Çatlayan kısım içeriden özel bir yapıştırıcı ile sabitleniyor ki daha sonra çatlamasın.


Burası da eskisi gibi.

      Bu iki kaza sebebiyle kesin olarak kararımı verdim. Yılbaşından sonra ikinci bir araç alıyorum ve Aeroyu böylece trafikteki kaza risklerinden biraz da olsa uzak tutmuş oluyorum. Ya da kendimi avutuyorum :(

      Herkese kazasız keyifli sürüşler.

4 yorum:

  1. Geçmiş olsun, umarım bir daha kaza yaşamazsınız..
    Sizin blog sayfanızı yeni farkettim.
    Benimde 2006 model 9-3 Sport Combi 1.9 TiD var.
    Sizden fikirler alabilirim, özellikle bakım, kaporta / motor müdahaleleri ve jant seçimi ki bu konuda baya sıkıntı çekiyorum piyasada uyumlu tek jant alfa romeo guiletta jantları :D

    Eğer skype veya msn kullaniyorsanız eklerseniz sevinirim erkan_akinci@hotmail.com

    Saygılarımla,
    Erkan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkan Bey teşekkürler. Sizde kazasız belasız, güle güle kullanın Sport Combinizi. Memnun oldum.

      Malesef msn,skype, facebook vb. kullanmıyorum. Buradan jant konusu hakkında yanıt vereyim.

      Doğru, Alfa ve Opel Vectra C, Signum jantları uyumlu. Fakat o modeller de Saab lar için çok uygun değil (şık değil yani). Mutlaka değişim yapmak istiyorsanız size Türkiye'de daha çok "flanş" diye bilinen spacer yöntemini önerebilirim. Bu yöntemle isteğiniz bijon aralık oranına ve bijon sayısına erişebilirsiniz. Eibach'ın Pro seri spacer ları mevcut. Ya da iyi bir tornacıda kendiniz yaptırabilirsiniz. Bu sistem daha çok araçların iz açıklıklarını arttırmak için yapılıyor. Fakat Türkiye'de görsel açıdan farklı araçlar yaratma ve sizin gibi jant bijon aralığı uyumsuzluklarını gidermek için kullanılıyor.

      Flanş ya da spacer da dikkat etmeniz gereken spacer ın kalınlığı. Kalın bir spacer ve et kalınlığı fazla bir jant seçerseniz lastikleriniz ve jantlarınız çamurluk hizasından bayağı dışarı çıkar. (offsetli jant derler genelde sanayi dilinde)

      Şu fotoğrafta hafif offseti görebilirsiniz:

      http://i.imgur.com/43CPQBH.jpg?1

      Bir de çok yüksek hızlarda kullanıyorsanız biraz sakıncalı olabilir. Tabi tornada yaptıracağınız. Yoksa Eibach ın sıkıntı yaratacağını sanmıyorum.

      (Ayrıca fırsat bulabilirsem mail adresinize kendi mail adresimi de göndereceğim.)

      Selamlar.

      Sil
  2. Geçmiş olsun.Benim 2006 9.3 için ön tampona ihtiyacım var.Küçük parçaları Litvanyada'dan geri dönüşümden sorunsuz alıyorum ama konu tampon olunca özellikle gümrükte ne olur ne sorun çıkar hiç bilmiyorum.Dolu bir tampon almak ülkemizde can yakacak dışarıdan getirtmek maceraya girmek olacak.Bu konuda bildiklerinizi tecrübenizi paylaşırsanız sevinirim blogta paylaştıklarınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kemal Bey teşekkür ederim, sağolun. Buradan hızlıca yanıtlayayım;

      Öncelikle tampon çok büyük olduğu için nakliye ücretine dikkat etmek gerekir. Türkiye için ortadoğu ücret tarifesi uygulanıyor pek çok durumda. Eğer nakliye ücreti uygun olursa gümrükle ilgili iki hal tarzınız olur:

      1. Fedex, DHL, UPS gibi uluslararası büyük kargo firmaları. Bunları kullanırsanız en uzmanca hizmeti alırsınız. Tabi bu uzmanlığın bedelini ödeyerek :))

      --Alacağınız tampon fiyatından dolayı kesin olarak gümrük vergisine tabi bir ürün. Bu firmalar gümrük işini tam kuralına uygun şekilde sizden yetki alarak yapıyorlar. Ürün için sizden basit bir vekaletname (beyanname ve gümrük işlemleri yetkisi) alacaklar.

      Yetki belgesi (basit vekaletname) ile birlikte;

      ----araç ruhsat fotokopisi,
      ----kimlik fotokopisi,
      ----ürün için açık ödeme belgesi ya da fatura örneğini kargo firması sizden isteyecek. Bunları teslim ettikten sonra ürünü gümrüğe sunacaklar ve ilgili birim memuru vergi oranına karar verecek. Daha sonra size ödemeniz gereken tutar bildirilecek. Bu tutar;

      ----Maktu vergi (memurca belirlenen gümrük vergisi tampon için "büyük ihtimalle" %20 olur)
      ----Damga vergisi (küçük bir bedel)
      ----Ardiye ücreti (firmaya göre değişir ayrıca işlem günü ücreti arttırır)
      ----Antrepo ve geçici depolama,saklama ücreti (firmaya göre değişir ve işlem günü ücreti arttırır)
      ----Hizmet bedeli (firmaya göre değişir bazıları almaz)

      kalemlerinden oluşacak. Ödemeyi yaptıktan sonra firma kargoyu adresinize teslim eder.

      2. Standart posta gönderisi olarak.
      Bu yöntemin maliyeti daha düşük olur fakat bazı küçük iletişim sorunları yaşayabilirsiniz. Çünkü ürün yurtiçine girdiği andan itibaren PTT uluslararası kargo/posta işleme merkezi (UKİM) tarafından işlemler yapılır. Burada da sizden yukarıda belirttiğim belgeri, yetki belgesi (vekaletname) hariç isteyecekler. İstanbul'da iseniz kendiniz bizzat giderek işlemleri hızlandırabilirsiniz. Ücret olarak ise;

      ----Maktu vergi
      ----Damga vergisi (küçük bir bedel)
      ----Gümrüğe sunma bedeli (küçük bir bedel) ödersiniz.

      UKİM'e bizzat giderseniz orada ödemeyi yapıp ürünü alabilirsiniz. Normal şartlarda ürün kapınıza kadar gelir. Ödemeyi de kapıda PTT görevlisine yaparsınız.

      Her iki durumda size tavsiyem

      ----Ürünü iyi şekilde paketletin,
      ----Ürün paketi üzerine açık ve net şekilde paketin içeriğini yazdırın (silinmeyecek ve anlaşılacak şekilde),
      ----Ürün paketi üzerine açık şekilde ürünün fiyatını yazdırın (vergi buna göre hesaplanıyor),
      ----Ürün fiyatı ve kargo ücretini mümkünse ayrı ayrı yazdırın ve ödeyin.

      Hızlıca aklıma gelenler bunlar. Umarım yardımcı olur.

      Sil