Uzun Süren Bekleyişin Ardından Tekrar AERO !...

Aero uzun süredir dinleniyordu. Tabi biraz da yalnız kaldı. Yalnızlık ona yaramamış. :)


      Askere gidenler bilirler bir zamanlar bakım için silahlı kuvvetlerde GESTAY+B ilkesi vardı. Yani:

Gözle kontrol, Elle kontrol, Sıkıştır, Temizle, Ayarla, Yağla, + Bütünle

      Aero'da G ile başladık. Şöyle kabaca bir göz attık neler var diye.

      İlk göze çarpan boya. Siyah renk araçların kaderi olan kılcal çizikleri dahi gözünüze sokmak Aero'da her zaman mevcut. 😊 Yalız bu sefer benim düzeltebileceğim aşamayı çoktan geçmiş. Oldukça fazla ve derin çizikler var. Çoğunluğu boya üzerindeki kuş pisliklerini temizlemek için kullanılan peçete izleriyle kötü şekilde yıkamanın sonuçları. Bu yıkama işinin önemine bir başka yazıda değiniriz.

       Çiziklerin bir kısmı da araç üzerindeki brandanın minik tozlarla birleşip rüzgarı da arkalarına alarak yaptıkları çizikler. Ve bir kısmı da ufak tefek sürtme, çarpmalar.

      Apartmanın kedileri de imzalarını atmışlar Aero'ya. 

      Otoparkta oluşan ufak tefek çizikler ve ön spoilerin alt tarafındaki çizikler de göze batıyor. Ön spoiler nedeniyle zaten her yıl ön tamponu kısmen, spoileri ise tamamen boyatıyorum. Ona alışkınız.😊 Ön sağ tamponun çıtası da çizilmiş. 😔 

      Garip şekilde jant göbeklerinden birinin amblem kaplaması da düşmüş. Bu kötü oldu çünkü üzerindekiler orijinal jant göbeği kapaklarıydı. Neyse sağlık olsun. Bir yoluna bakacağız.

      Uzun süre sabit kalan brandanın zararları. Malesef kaliteli branda bulmak imkansız ülkemizde. Ya su geçiren cinsten malzemeye sahipler ya da plastik, naylon karışımı. Standart plastik brandalar aslında iş görecek kalitede. İç taraflarında ince pamuk bir kaplama mevcut. Fakat uzun süreli kaldığında rüzgar, sıcaklık, yazın nem, kışın yağış sebebiyle branda aracın üzerine yapışıp "naylon" etkisini gösteriyor. Arka stoptaki küçük renk atması ve çatlaklar sanki brandadan gibi. Tam emin değilim. 

      Fakat tavan rayındaki boya bozulmaları kesinlikle branda nedeniyle. 

      Arka tampon plastiği de siyah tonu atmış. Egzoza yakın bölgedeki kaplamalarda hafif kavlamalar olmuş. Buna da yıkama yazısında biraz değiniriz. İster dış ister iç plastik parçalar olsun güneş, uv ışınları etkisi ile renklerini kaybediyorlar. Uv ışınlarından korumak çok gerekli. Detayını yıkama yazısında yazarım.

      Belki de hemen hemen tüm Saab kullanıcılarının başına gelen dış antenin deformasyonu. Tabi ki bizde de mevcut. Aslında ben Aero'yu istirahate bırakırken vardı. Geçici bir önlemle öylece bırakmıştım. Ama ben yokken Aero'yu terk etmiş. 

      Arka bagajdaki Aero ambleminin "r" harfi de gevşemiş. Düşecek gibi değildi ama yapıştırıcısı özelliğini yitirmiş. Diğer amblem ve harflerde sıkıntı yok. 

      Motor kapağındaki yazının yaldızları ise hafiften silinmeye başlamış. İçeride sıcaklık yüksek. Ama bu bozulmanın sebebi sıcaklıktan ziyade çok önceleri aracın motor kısmına Sonax'da yapılan koruyucu. Bu "güya koruyucu" tüm parçalar üzerinde bir katman oluşturdu. Zamanla bazı kısımları sökülüp yok oldu. Bazı kısımlar ise duruyor fakat yapış yapış ve sararmış şekilde. Vakit olursa el atacağım konulardan biri bu koruyucu kaplama.

      Ayna kapak plastiği ile gövdenin birleştiği kısım da dış hava koşullarına ve yıllara yenik düşmüş. Görüntüsü kötü olduğu kadar bu şekilde kullanmak iyi de değil. Özellikle yağışlı havalarda buradan girecek olan su iyi olmaz.

      İlk aşamada tespit ettiklerim bunlar. Ufak tefek bir şeyler daha çıkar gün geçtikçe. Basit olanlarla başlayacağım. Aklımda tonla şey var ama önce bunları bir aradan çıkarayım. 

      Gün ola harman ola! Hoşçakalın.